16 Haziran 2008 Pazartesi

Çek Cumhuriyeti-2 Türkiye-3


Eh oldu valla. Hiç tahmin etmiyordum açıkcası, hani umudum vardı ama böyle heyecan yaşayacağımı bilmiyordum. 2002 dünya kupasındaki heyecanı dünkü maçın son dakikalarında yeniden hissettim. Lakin 2002 senesindeki güzel futbol bu turnuvada pek karşıma çıkmadı. Belki bunun özgüveni ile çeyrek finalde, yarı finalde belki de finalde karşıma çıkacak. İnşallah.

Fatih Terim'e herkes tarafından gelen eleştiriler var, özellikle kadro konusunda. Oyunculara da gelen eleştirilerde olmasına rağmen odak insan Terim. Haklılar veya haksızlar onu bilemeyiz ama, açıkcası kendisininde dediği gibi ondan bir tane var!. Fatih Terimi savunmuyorum ama medyanın gereksiz yorumları beni yoruyor.


Maça dönersek, ilk yarıda ki tutuk futbol Nihat ve Tuncayın, gerideki iki mehmet'e yardımlarının eksik kalmasından meydana geldi, yoksa uzun toplar ile kohler'i besleyen çeklere ilk yarıda golümüz olabilirdi. Eh ikinci yarıda farkı koruyayım düşüncesine giren çekler türkiyenin baskısına maruz kalınca, oyunu yüzde ve pas olarak domine ettik, ama bu arada golü de yedik. Yediğimizde iyi oldu aslında. Nasıl olsa olan oldu diye riskleri göze alıp rakibinin üstüne giden takımımız daha rahat bir oyun anlayışı ile mücadele etmeye başladı. Demek ki bu takıma " çıkın oynayın işte" demek en iyi taktik olabilir. Rıdvanın da maç içinde devamlı tekrar ettiği Arda ismi ise maçın yıldızı idi. Ama nihatın bu ödüle layık olması bitiriciliğinin ustalığından kaynaklanıyor.


Volkan demek istiyorum ama, demesem daha iyi olur sanırım. Umarım ilerleyen günlerde kendine, milli takıma ve fenerbahçemize daha faydalı olur!.

İyisi ve güzeli ile çeyrek finale çıktık. Bundan sonrası bana daha rahat gözüküyor, hatta arzum, cumartesi sabahı "Dünya bizi konuşuyor" başlıklarında "La gazzetta dello sport"'un milli takım hakkında "türko" yorumlarını okumak istiyorum, güzel güzel.

Hiç yorum yok: