31 Mart 2008 Pazartesi

We are coming!


Chelsea - Middlesborough maçında açılan pankart. Polis kısa bir süre dışarı çıkarmış ama yinede girmiş bizimkiler.

Foto Kaynak: antu.com

30 Mart 2008 Pazar

Sayın Kazım Kanat


Antu.com'dan alıntı yapıyorum, daha fazlasını yazmak gücüme gitti!

"Gazeteci Sayin Kazim Kanat, 30 Mart 2008 tarihli Sabah Gazetesi`ndeki kosesinde mac kritiginde bir gazeteciye yakismayacak hata yapmis. Sayin Kanat yazisinin bir bolumunde "Alex`in yarısı boşalmış bir şişe su ile yere yatıp provokasyon yapması şık olmadı. Alex bir değil 100 tane su şişesi yediği Sami Yen`de bir kere yere yatmadı. Bunun adı maçı germektir, fair-play`e ihanettir." yazmis. Esasinda Sayin Kanat hakli. Alex o macta kendini yere atmadi cunku o macta forma bile giymedi...


Bu nasil bir gazeteciliktir? Bu nasil kose yazarligidir? Sayin Kazim Kanat`i, arasira amigo kiligindan cikarak gazetecilik yapmaya davet ediyoruz. Fair Play`den bahis edilecekse bilsinki her Fenerbahce`li o liste`de basi ceker hele hele Alex o LISTE`nin de en TEPESINDEDIR.

Sayin Kanat Alex` e camur attiniz. Hemde komik duruma duserek camur attiniz. OZUR DILEMENIZI bekliyoruz."

Beşiktaş & Fenerbahçe #4

Beşiktaş & Fenerbahçe #3

Salı Pazarı - Kızıltoprak - Haydarpaşaya toplu yürüyüş - nereye gittiği anlaşılmayan bir motor - kabataşa iniş. Maçın öncesinin gelişim sırası bu şekildeydi. Hani bir toplu gidiş havası vardı ama tam olarak emin olunamıyordu. Kabataş'ta ki olayları çok fazla anlatmama gerek yok zaten, 65 yaşındaki babam bile "hem emniyetin yapması gereken şeyi yaptırdınız hemde kabataşta 2-3 fenerli döverim edasıyla bekleyenleri üzdünüz" dedi. Daha ne olsun.

Maç'ın içindeki tribün yorumuda yine TV'den seyreden babamdan geldi. " Bu sefer TV'nin sesini kısmadım".

Ayrıca 2. gol'de ayak bileği kırılan bir arkadaş varmış, onada geçmiş olsun.

Not: Efsane Maraton'a selamlar olsun.









28 Mart 2008 Cuma

Galatasaray’ı Fethullah Gülen’e satıyorlar!

Oray Eğin yazmış, bizde okuduk. Yapısı itibari ile böyle birşeyin olacağını tahmin bile edemiyorum Galatasaray için. Ama yinede okuduk.



http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=113200,10,6

"Bu adam beni şaşırtıyor. Hepimiz yaşlılığından bahsediyoruz, geleceği bir muammaya dönüşüyor, alzheimer tedavisi gördüğü biliniyor, o da gizemli ortadan kayboluşlar yaşıyor ama eninde sonunda dönüyor ve Galatasaray’daki görevine devam ediyor. Karl Heinz Feldkamp şimdi de “Galatasaray’ın yeni teknik direktörünü seçeceğim” diyor şimdi de. Bu görev ona ihale edilmiş.

Bunun üzerine dün odatv.com’da çok çarpıcı bir analiz yayına girdi: Sabah gazetesinde teknik direktör adayı olarak Abdullah Avcı’nın adının anılmasıyla Feldkamp’ın bu açıklamasının ne gibi bir ilişkisi olabilirdi? Analizde “Önümüzdeki dönemde Türk futbolunda Galatasaray’ın yeni teknik direktörünün kim olacağı değil,” “Fethullah Gülen Cemaati’nin Galatasaray’a nasıl nüfuz edileceği tartışılacak!” deniyor.

Şimdi bu karmaşık resmi açmak için geçmişten bir-iki hatırlatma yapalım.

  • Feldkamp, Galatasaray’da ikinci kez teknik direktör olarak göreve başlamadan önce Zaman gazetesi üzerinden Fethullah Gülen çevresiyle iyi ilişkiler kurmuştu. Hatta bir dönem gazetede yazılar yazdı, Zaman’ın “Yılın sporcusu” ödül töreni başta olmak üzere çeşitli cemaat etkinliklerinde ön safhada yer aldı, onur konuğu olarak ağırlandı.

    “Bu satırları 6 Haziran 2007’de yazdım: “Bugün Hakan Şükür niye ısrarla takımda tutuluyorsa, Feldkamp da o yüzden Galatasaray’a getirildi. Galatasaray çoktandır bir mali kriz içinde. Son dönemde Seyrantepe projesi takımın ciddi bir mali desteğe ihtiyacı olduğunu ortaya koydu. Bu projenin hayata geçmesi için sıcak para gerekiyor. Galatasaray bu sıcak paraya Feldkamp ve Hakan Şükür sayesinde bir ‘çevre’den kavuşmuş olabilir mi?”

    “Abdullah Avcı hakkında da 2 Ocak 2008’de şu yorumu yapmıştım: “Abdullah Avcı tercih edilirse futboldan çok başka mevzulara odaklanmamız gerekecek gibi görünüyor. (...) Avcı’nın yardımcısı da Galatasaray’ın muhafazakâr kanatından eski bir futbolcu: Arif Erdem. Neden oraya yerleşti, tecrübesi ve yeteneğiyle çok başarılı olduğu söylenen Avcı’nın yanında nasıl yer buldu, bu da bir muamma. İnsan ister istemez benzer çevrelere mensup insanların birbirine destek çıkabileceği ihtimali üzerinde konuşuyor.

    “Odatv.com’un analizinde ise benim ima ettiğim ‘çevre’nin Gülen Cemaati olduğu açık açık yazılmış: “Fethullah Gülen Cemaati’nin takım içinde köklü bir değişim için büyük kulis yaptığı iddia ediliyor. Feldkamp’ın bu açıklamasının yeni başkan Adnan Polat’ın izin vermesinin altında ise Abdullah Avcı’ya karşı çıkacak grupların tepkisini almamak olduğunun yattığı söyleniyor.”

    Adnan Polat ilginç bir adam. Geçmişte tarikatçı olduğu suçlamasıyla takımda temizlik operasyonu yapmaya çalışmıştı. Kendisi Alevi kökenli ve bu bakımdan da Galatasaray’da bir ilk. Üstelik aynı Polat, Galatasaray camiasında kabul görmek adına Abdürrahim Albayrak gibi yeteri kadar “beyaz” olmayan biri yerine Yiğit Şardan ve Cemal Özgörkey gibi vanilya beyazı isimleri yöneticileri aldı.

    Kısa süre önce, Adnan Polat-Feldkamp-Hakan Şükür ilişkisini konuştuğum bir cemaat önde geleni ünlü işadamının kendilerine yakın olduğunu söylemişti. Kendi kendime ‘Herkesi kendilerine yakın sayarak güçlerinin yaygınlığını ispat etmeye çalışıyorlar’ diye düşünmüştüm; Polat’ın sicili ve Aleviliğinin buna engel olacağını zannederek.

    Ama Galatasaray’la ilgili yapboz parçalarından da anlaşılıyor ki bir şekilde Polat’la Cemaat temas içinde. Feldkamp’ı getiren bizzat Polat. Ayrıca unutmamak gerekir ki, Adnan Polat inşaatlar yapan bir işadamı. Gülen Cemaati de iş dünyasında insanın yolunun kolaylıkla kesişebileceği biri... Paranın dini imanı; kısacası.

    Her şey bir yana, yeteri kadar şık bulmadıkları için Abdürrahim Albayrak’ı istemeyen Beyaz Türk yöneticiler kulübün hocaefendinin himayesine geçme operasyonuna sessiz mi kalacaklar? Cemal Özgörkey, Yiğit Şardan?"


  • Oray Eğin 28.03.2008

    Edmar Gees De Souza


    Hala sözleşmeli olan oyuncumuz Souza. Bursaspor, Ankaraspor'dan sonra Coritiba FC de kiralık olarak top koşturmaya devam ediyor. Pişe pişe dibi tutmasın da!

    27 Mart 2008 Perşembe

    Fatih Terim ve Milli Takım sorunsalı



    Dün oynanan maçta sakatlanan Hamit'in, ayak tarak kemiği kırılmış. Anlamsız bir milli maçın getirebileceği en gereksiz sorunlardan biri. Üstüne 7 hafta sahalardan uzak kalacak. Belki de şuan ki formuna uzun bir süre ulaşamayacak Hamit. Ne kadar üzücü olur dimi Fatih!


    Kaynak

    Bayan Futbolu


    Ariel Ortega, Bayan futbolunu fotoğraflamış. Bu da benden olsun.

    26 Mart 2008 Çarşamba

    Beatles



    FBTV de yayınlanan kaptan köşkü programında Fatih Demirkol, Alex'e "Barcelona'lı 4 oyuncunun gol yükünü çektiğini ve hatta bunlara Beatles grubu adını takıldığını; bizim takımda da Alex‚ Deivid‚ Semih ve Kezman´ ın buna benzeyip benzemediğini" soruyor. Alex de "biz ileride oynuyoruz o yüzden golleri biz atıyoruz aslında takımın gerisi de çok önemli" diyerek mütevaziliğini belirtiyor.



    Umut Sarıkaya

    Beşiktaş & Fenerbahçe #2

    25 Mart 2008 Salı

    Beşiktaş & Fenerbahçe #1

    VIP ÜST B&E 600 YTL
    VIP ÜST A&F 375 YTL
    VIP ALT A&F 300 YTL
    VIP ALT B&E 325 YTL
    VIP ALT C&D 375 YTL
    NUMARLI ORTA 300 YTL
    NUMARALI KENAR 250 YTL
    KAPALI ÜST 200 YTL
    KAPALI ALT 150 YTL
    YENİ AÇIK 60 YTL
    ESKİ AÇIK 60 YTL
    ESKİ AÇIK 60 YTL (Rakip Takım)


    İnsanın oturaklı bir "OHA" diyesi geliyor.

    24 Mart 2008 Pazartesi

    Kızım seni futbol delisine vereyim mi?

    Ankara deplasmanından dönerken otobüste okumuştum, bloğa koymak şimdi aklıma geldi. hoşuma giden bir yazı.



    Kızlara bu soruyu soracaksın.. Eğer türküdeki gibi “İstemem babacığım istemem..” nakaratıyla karşılık verirlerse televizyonda dizi izlemeyi yasaklayacaksın.. Açacaksın belgesel kanallarından birini.. Börtü böceğin aşk hayatını seyredip dursun..

    Aile yazarınızın “Kızlara en hayırlı kısmet maç manyaklarından çıkar” bahsinde kaleme aldığı risalelerin ikincisidir..
    Hayatta maç seyretmek ve üremekten başka isteği olmayan erkek ırkının ıslahından bahseder..
    Yan etkisi yoktur..
    Bu peşrevi yaptıktan sonra kaldığımız yerden devam edelim..
    Çarşamba günü oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçının neden kısmet seçme konusunda en iyi pazar olduğunu açıklayalım..

    ***


    Köşe yazısı marifetiyle verdiğimiz kurslara devam eden genç kızlar bilir.. Kursa yeni yazılan kızlar için bir daha söylüyorum..
    Niyetiniz eğlenmek, hoşça vakit geçirmekse “uçuk kaçık, hafif serserimtrak..” erkeklere takılın..
    Hani üç beş günlük kirli sakalla dolanan.. Kendilerine yaptıkları şekillle “İkinci el James Dean” havalarında gezinenler vardır ya!
    Bunlardan iyi flört olur..
    Çoğu baba parası yediğinden evlenecekleri kızlara o kadar hayırları dokunmaz..

    EVLİLİK FARKLI

    Ammaaa! Evlenme vaktiniz geldiğinde kendinize mutlaka bir sersem bulun..
    Hafif şaşkın olsun.. Kravat bağlamayı bir türlü öğrenemesin.. Evde tek başına kaldığında karnını doyuramasın..
    Diyelim ki yumurta kıracak..
    Sahanı ocağa koysun, yumurtayı eviyenin içine kırsın.. Sonra “Nerede yanlış yaptım?” diye bön bön baksın..
    Bunlardan iyi koca olur.. Karılarının dizinin dibinden ayrılmazlar.. Dışa karşı pek itiraf etmeseler de elindekinden daha iyi kadın bulamayacaklarına inanırlar..
    Bu da sadakatlerine kaynak yapar.. Kuvvetlendirir..
    Memleketimiz ünlü bir mankenimizin “Tamam anladık geri bir ülkeyiz ama lütfen bu kadar da geri olmayalım..” dediği türden bir yerdir..
    O yüzden de mankenimizin lafı bize pek “ileri” gelir..
    Geri olduğumuzdan evlenme vakti gelmiş tüketici kızlara “iyi kısmet bulacak” pazarlar kuramamışız..
    Nisa kısmına “Aman Fener-Cimbom maçlarını kaçırmayın.. Gözünüzü dört açın..” dememiz bundandır..

    ***


    Test edilip, Türk Standardları Enstitüsü’nden onay alınmıştır..
    Bu memlekette erkeğin en dağıldığı ortamlar bu maçların oynandığı günlerde gözlenir..
    Herhangi bir Fenerbahçe-Galatasaray maçı yaklaştığında erkek kısmı hafiften sapıtmaya başlar..
    O maçı düşünerek yatıp kalkar.. O maçın kendine göre umduğu sonucundan “şehvetengiz hazlar” türeten akıl oyunlarına girer..

    İLK BELİRTİLER..

    İster Fenerli ister Cimbomlu olsun, maç havasına giren bir erkeğin önce paranoyaları yükselir..
    Federasyonun, hakemlerin tuttukları takıma karşı bir komplo düzenlediğine inandıklarından “Ben söylemiştim..” demek için, maç saatini heyecanla beklerler..
    Heyecan iştahı keser..
    Sosyal hayata dönük isteksizliği artırır.. O günlerde evli erkeğe karısı ne derse desin “evet” cevabını alır..
    Çünkü erkeğin muhakeme yeteneği maça kilitlendiğinden hiçbir şeyin önünü ardını göremez hale gelir..
    “Kocacığım.. Ben bavulları hazırladım.. yandaki komşu ile kaçıyorum.. Hani beyaz Honda’sı olan..”
    “Uyar..”
    “Akşam annenler yemeğe gelecek.. Tarım ilacını çorbalarına koymayı unutma.. Bu gece bitirelim bu işi..”
    “Hallederiz..”
    “Kız evden kaçtı.. Pavyonda çalışacakmış..”
    “Hayırlısı olsun..”
    Böyle bir kocadan iyisi Şam’da kayısı.. Arasanız bulamazsınız..

    ***


    Bekâr bir genç kızın böyle bir koca bulabilmesi için yapması gereken tek şey, televizyondan topluca maç seyreden erkekleri gözlemesidir..
    Özellikle bekâr erkeklerden gözünü ayırmaması lazımdır..
    Maçı sakin sakin seyreden biri varsa ondan koca olarak hayır gelmez.. Çünkü duygularını kontrol edebildiğinden içten pazarlıklıdır..
    Düğünün haftası bitmeden kıza verilen takıları bozdurup, repo yapmaya kalkar..
    Kıza da hayatı boyunca “tek taş yüzük” almaz..
    ZIRVA BORSASI..
    Adaylar içinde en çok bağırıp çağıran en makbûlüdür..
    Hele şuursuz şuursuz konuşuyorsa ona koca olarak paha biçilmez..
    Kısmet aranan genç kız mümkünse, maç seyredilirken yapılan konuşmaları teybe almalı.. Daha sonra defalarca dinlemeli..
    Hangi koca adayının kafadan gayri müsellah olduğu böylece kabak gibi ortaya çıkar.. Yanılma payı azalır..
    Son Fenerbahçe-Galatasaray maçı bunun için harika bir örnekti..
    Kendi sektörünün en akil adamı olarak bilinen bir büyük yönetici, bir CEO ile birlikte maç seyrediyorduk..
    Adamcağızın karısı telefonla aradı.. Olur ya! Kocasını özlemiş.. Gündüz vakti görmek istiyor..
    O da yarım ağızla “Peki gel..” dedi..
    Kadıncağız geldi..
    Adamın şuuru maç saatine doğru yavaş yavaş gitmeye başladı.. Karısına “Sen çek git.. Evde otur..” demeye gelen laflar ediyor..
    Neden mi?
    Daha evvel denenmiş, test edilmiş.. Kadıncağız Fenerbahçe-Galatasaray maçı oynanırken televizyonun etrafında dolanmış..
    O maçları da Fener kaybetmiş..

    ***


    Yani kocanın elinde “bilimsel sonuçlar” var.. Çok sevdiği karısının maç saatlerinde takımına hayır getirmediğine inanıyor..
    Ben böyle şeylere inanmam lakin adam haklı çıktı..
    Karısı “Peki.. Peki..” gidiyorum dedi, kalkıp mantosunu giyene kadar Hakan Şükür ilk golü attı..
    Adam “Bak erken gitmedin golü yedik..” diye cıyakladı..
    Kadın ister istemez başkalarının yanında kendini savunmaya çalıştı.. “Benimle ne ilgisi var..” diye biraz oyalandı..
    Kadın oyalanırken bu kez hakem Fener’den Lugano’yu oyundan attı..
    Bu örneği herkese ders olsun diye anlattım..
    Maç ortamından kocanın en sersemini seçmek “evlilikte huzuru korumak için” tek başına yeterli değildir..
    Kocaya maçlarda sapıtma özgürlüğü de tanımalı ki işin sonu hayırla bitsin..

    Milli Takım Formaları





    Etrafımdaki insanların pek hoşuna gitmesede ben sevdim. Özellikle eski formanın havasını taşıyan kırmızı formalar güzel gözüküyor. Bana karakteri olan bir forma gibi geldi. Umarım uğurlu gelir Euro 2008'de.

    Amunt!



    Bir futbol kulübünün sponsoru olan alkollü içeçek firması, takımın kötü gidişatına son vermek amacı ile bir reklam filmi çeker. Ve bu film gösterime girmeye başladığı 1.5 hafta'dan beri, takım önemli olan iki maçıda kazanır (barcelona ve real madrid). Bu etkileyici reklamın kahramanı ise, Valencia.

    Not: Amunt'un anlamı, "Ayağa kalk"

    Fenerbahçe & Kasımpaşa


    Genelde cuma maçlarını seviyorum. Hem işten erken çıkmamı sağlıyor, hemde benim için garip bir atmosferi oluyor. Maçtan 1 saat önce kadiköyde yemeğimi ve biramı içerek ufaktan kendimi hazırladım. Stada girişte bursa maçındaki gibi tek kapıya yöneltmişler herkesi, bir sıra oluşmuş, hani pek alışık değiliz o yüzden üzüyor bünyeyi!

    Efenim, maçın gidişatı pek yormadı hem bizi hem futbolcuları, biraz geç oldu ama güzel goller ile aldık maçımızı. Dikkatimi çeken selçuğun giderek formunu düşürmesi ve deivid'ın sarı kart görmesinden sonra tribündeki üzüntü. ( buna üzülenler geçen sene deivid'i pek sevmiyorlardı)

    Önümüzde Beşiktaş maçımız var. Eğer bir aksilik olmaz ve kanalım güzel çalışırsa tribünde olacağım. Bu maça ufak bir süprizimde olacak. Maçın sonunda kapalı'nın manzarasını daha da güzelleştirme çabalarım mevcut.

    20 Mart 2008 Perşembe

    Fenerbahçe Ülker Çeyrek Finalde


    75-59 gibi temiz bir skor, iyi oyun, güzel tribünler. Basketbolu takip eden birisi için gayet güzel bir cümle. Daha da güzel günlere. Ayrıca Yücel'i tüm basketbol maçlarına bekliyoruz.

    19 Mart 2008 Çarşamba

    Zooey Deschanel




    Bu forumların geleneklerinden biri sanırım. Futbol ve Kadın.

    101. yılda 101.000 kitap



    Kuruluşundan bu yana, ülkemizin eğitim alanında da daha iyi koşullara sahip olması adına camiasıyla birlikte her koldan seferber olan Fenerbahçe Spor Kulübü, kuruluşunun 101. yılında da bu alanda büyük çapta bir yardım kampanyası başlatıyor.

    Kulübümüz, "101. yılda 101.000 kitap" sloganıyla başlattığı yardımlaşma kampanyasında sadece Fenerbahçelileri değil, eğitim konusunda duyarlı olan her okur severi göreve çağırıyor. Doğu ve Güney Doğu Anadolu illerinde ihtiyacı bulunan 101 adet ilköğretim okulu için, başta kitap olmak üzere, eğitim araç gereçleri ve kıyafet toplanmasını içeren yardım kampanyasıyla özellikle o bölgelerde eğitimde yaşanan noksanlıkların telafi edilmesi, küçük yaşta çocukların kitap dostu olması amaçlanıyor.

    Haydi Fenerbahçeliler, haydi tüm okur severler! Ulusumuzun istikbali olan çocuklarımızın eğitimine katkıda bulunmak için okumuş olduğunuz kitaplarla vedalaşın; kitaplarınız nesilden nesle aktarılsın; çocuklarımızın gözlerinde ışık olsun.

    Not: Kampanya dahilinde sadece yukarıda belirtildiği gibi kitap, eğitim araç gereçleri ve kıyafet toplanacaktır. Para yardımı kabul edilmeyecektir.

    Bilgi için telefon numarası: 0 216 542 18 95

    Teslimat adresi: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu, Fenerbahçe Kart Merkezi, Kızıltoprak, Kadıköy / İSTANBUL

    18 Mart 2008 Salı

    Avram Grant


    Bakış ifadesinin hiç değişmemesi dileği ile.

    Beko All-Star 2008






    Reklamveren: Beko
    Advertising Agency: Sportsnet
    Creative Team: Şahin Aymergen, Eran Hakim, Burak Özgüney, Fatih Şenay
    Müşteri İlişkileri: Mehmet Kaptan
    Agency Productor: Cahit Binici
    Director: Marcel Panne, David Lüpschen (Lichtfaktor)
    Music: Jingle Jungle

    17 Mart 2008 Pazartesi

    Claudio Andres Maldonado Rivera


    Selçuk'un Maldonado'dan öğreneceği çok şey var gibi duruyor. Konya maçında dikkatimi en çok çeken olaydı. Selçuk'un oyundan alınması bizimde gözlerimizi açmış olmalı ki takım bir anda hızlandı. O sırada maldo oyunda değildi ama orta sahamız bir anda hızlanmıştı.

    Selçuk güzel bir kardeşimiz, zamanında geleceğin yıldızı olarak lanse edilmişti. Hatta konfederasyon kupasında 2 maçta çok güzel oyun çıkarmıştı. Sonrasında ise ara ara form tutarak takımdaki yerini korudu. Lakin maldo'nun bu hızlı oyunu ve kezman ile diğer brezilyalılar arasındaki hızlı gelişen uyumluluğu selçuğu uzun süre ilk 11'den uzak tutacak gibi.

    Tabi burada önemli olan fenerbahçe ise, selçukta sadece bir teferuatsa, kendini daha geliştirmesi açısından güzel bir hırslanma çeşidi olabilir. Sezon sonunda marco'nun olası gidişi. selçuk-maldo-deniz arasında dönen bir çekişme halini alacaktır. Hayırlısı olsun diyelim şimdiden.

    Maldonado ise bu zamana kadar gösterdiği az performansa rağmen, sanki yıllardır bu takımda oynuyormuş havası çiziyor. Ayağa tek paslar, hızlı oyun, basit ama akıllı verkaçlar.... bence mevkisinde çok iyi işler yapacak ve mehmet gibi sevilecek bir oyuncu olacağından bir şüphem yok. Yanında da mehmet ve deniz gibi defansif yanı daha kuvvetli iki oyuncu olması, Benim gözümde bu zamana kadar gelmiş geçmiş en iyi orta sahaya sahip Fenerbahçe izlenimi yaratıyor.

    14 Mart 2008 Cuma

    13 Mart 2008 Perşembe

    Hıncal Uluç


    Aferin hıncal, doğru yoldasın. Hep böyle devam et. Bize iyilik yaptığının farkında değilsin.

    11 Mart 2008 Salı

    Evren.


    Az önce TV'de görüntüsünü gördüm bu olayın. Hafta içinde fotolarını gördüğümde bu kadar etkilenmemiştim, ama görüntüleri seyrederken sanki oradaki insan benmişim gibi hissettim bir an. Kıskandım ulan!

    10 Mart 2008 Pazartesi

    Kimler Geldi, Kimler Geçti....#1

    Herhangi bir sınırlaması yok, hatırladıklarım, aklıma gelenler...

    Belki doğru zamanda bizimle oldular, belki yanlış zamanda, ama hepsini seviyoruz(m).










    Rambo


    Durmak yok, yola devam rambo!

    9 Mart 2008 Pazar

    Fenerbahçe & V.Manisaspor #2

    Öncelikle şunu belirteyim, uzun zamandır böyle çoşkulu bir tribün görmemiştim. Biz bağırdıkça takım atıyor, takım attıkça biz bağırıyorduk. stadda oluşan sinerji inanılmazdı benim için. Takımda çarklar öyle bir yerine oturmuşki, öyle bir güven gelmiş ki takıma bugün karşımızda ezeli rakiplerimizden biri olsaydı, açıkcası hiç şansı yoktu.

    Tribünde dikkatimi çekenler; migros ve fenerium tribünleri oldu. Migros bugün öyle bir enerji sahibiydi ki tüm stadı inanılmaz yönetti. Zaten olması gerekende bu. Orada efsane maratonun ruhu var. Pepe Metin abimizin emaneti gibi. Fenerium tribünü ise "Milyonlarca" sırasında öyle bir ses çıkardı ki maraton tribünü olarak ağzımız açık baktık. Gerçekten inanılmazdı. (İnanılmaz kelimesini çok kullandım sanırım) Maraton üst zaten her zaman ki çoşkulu ve ince esprili halini bu maçta da sürdürdü. Tribünde bulunan herkesin yüreğine sağlık.

    Takım ise üst düzey bir form grafiğine girmiş durumda. Level atlamak bu olsa gerek. Oyun içi paslaşmalar, oturaklı verkaçlar, kanatların ileri çıkışları... Herşeyi ile bir takım kimliği vardı sahada. Çeyrek finale çıkmanın vermiş olduğu özgüven, oyuncular arasında ki beraberlik, herşeyi ile kusursuza doğru gidiyor.

    Bu akşam gelen galibiyet diğer galibiyetlerin önünü açacaktır. Tribünlerin de güzelliği kat be kat artmaya devam edecektir. ve son söz olarak diyorum ki ; Fenerbahçeli olmanın gururu bizlere yeter!

    Fenerbahçe & V.Manisaspor


    Bugün taraftarın desteği çok önemli. Şampiyonluk yarışından kopmamız için bu maçı almamız gerekiyor.

    Haydi bastır kanarya, taraftarın yanında.

    To Continue Dream of 21 May/Moscow


    Belki bir rüya, belki ulaşılması çok güç bir hayal. Ülkemizin -17 sine göre de "imkansız" birşey. Ama inanmak başarmanın yarısı ise ve insanın kendine olan güveni artmış ise olmaması için bir neden kalmamış oluyor.

    Olmadığını varsayarsak Medyanın hemen ortaya atıp üstüne basarak söyleyeceği "yabancı sınırlaması". Olduğunu varsayarsak ise "yaşasın Türk milleti" üslubu. Bunlara şimdiden hazır olmak gerekiyor.

    Kimin ilk önce söylediği kesin belli olmasa da; Çocuklar İnanın.



    efsane maraton


    Abilerimin hatırına.

    7 Mart 2008 Cuma

    Selamlar.


    Az buçuk tribün kovalar bilgi sahibi olmaya çalışırız. Gördüklerimizi, Öğrendiklerimizi burada paylaşmaya başlarız. Tabi çoğul bir anlatım seçmemin bir nedeni yok. Burada herşey münferit!