1 Mart 2009 Pazar

Sivasın yollarına...


Maçtan önce demlenirken, maçın ne olacağı hakkında hiç kimseden ses çıkmıyor, Kimse sahada böyle bir mücadele içinde geçecek bir futbolu tahmin etmiyordu. Fenerbahçe seyircisinin hissiyattında olan birşeyi bu şekilde canlı kanlı görmek tribünlerdeki insanlarıda hareketlendirdi tabi. Hem sahadaki güç hemde tribündeki güç ile bu haftanın en güzel olayını yaşadık bugün. Lig liderini yendik. Bugün tribünde salgıladığım testesteronun haddi hesabı yoktu. "Nasıl koyduk ama ya" diye biteremediğim bir dolu cümle başlangıcı yaşadım.

Herşey güzeldi bugün, lakin maçın sonunda koridordan dış kapıya doğru yöneldiğim bir sırada arasında kaldığım bir kavga beni tekrar haftalar öncesine götürdü. Önce bir itiş kakış hali sonrasında ise kemerler ve bıçaklar..

Doğru duydunuz, bıçaklar. Bundan 20 sene öncesinde belki bu duyduğunuz olağan gelebilirdi ama şuan içinde bulunduğum maraton tribünü için çok ağır bir kelime bu. Zamanında burada bir tribün sitesinden alıntı yaptığım Talip isimli şahısın bu oyunun bir piyonu olduğunu söylenmekte. Ama Tribünde varolan bir grubun üstüne böylesine ölümcül bir yolla adam yollamak hiçte mantıklı bir hareket değil. Bizlerin burada varoluş amacını sorgulatmasına sebep olacak kadar da büyük bir eylem.

Bu olaya maruz kalan GFB'li arkadaşlara geçmiş olsun diyorum ve hafta içi oynanacak sivas maçının kazasız belasız olmasını diliyorum.