16 Şubat 2009 Pazartesi

Geri Dönüş


Bir süredir her zamanki yerimde, yani tribünde olmama rağmen buraya birşey yazmadım. Açıkcası eski hevesim kalmadı. Her gün birşeyler yazmak zorunda hissediyordum ve bu da bana zor geliyordu. Zaten buraya yazdıklarımı gün içinde milyon kere konuşuyordum, bir de bloğumda bunları elden geçirip yazmak zor bir durumdu benim için. Lakin, şuan itibari ile yeniden yazmayı istememe rağmen, hergün birkaç post atamayacağımı da biliyorum. O yüzden anlayışınıza sığınıyorum ve bu zamana kadar tribünde değişen bir takım olayları kendi çapımda yorumlamaya çalışacağım.(benim için değişen yorumlar)

Efsane Maraton Geliyor(mu)...

Geliyor, gelecek diye bir grup insan çıktı yola bu sezon başı. Kombine alımlarında yaşanan sorunlar ve üstüne yaşananları herkes biliyor artık. Cezalar falan derken, sezon başına kadar yaşanacak bir sessizliğe doğru adım atıyoruz artık. Mayıs ayında yaşanacak kongre de bir takım sesler çıkacaktır ama hem yönetimde hemde taraftar bir değişiklik olacağını sanmıyorum.

Bu duruma gelmekte en büyük hatalardan biri, araştırma ekslikliğimiz oldu. Alaturka yaşadığımız taraftarlık kültürü bizleri maraton tribününe doğru itiyordu. "Sizin yeriniz orası, eski günler geri dönmeli" gibi gazlarla yola çıkıldı. Aslında biliyorduk endüstriyel futbolun bizleri etkiliyeceğini lakin, ondan daha güçlü olduğumuzu düşünüyorduk....!

Hala daha güçlü olduğumuzu düşünüyoruz, ama değiliz. Bizler kendimizi endüstriyel futbolun uğramadığı tribünler ile karşılaştırdığımız için bu yanılgıya düşünüyoruz. Kendimizi karşılaştırmamız gereken tribünler, İspanya'da İtalya'da...Endüstriyel futbolun curva kültürüne ittiği yerlerde. Kapalı veya maraton, bu tribünlerin bu anlamda bir geleceği yok.

GFB'nin en büyük hatalarından biri gözümde bu artık. Maraton ısrarı.

Dünyada yapılan asimilasyon haraketlerine bakınca, tribünü destekleyen ve bu kültürü yaşayan insanların kale arkasına kendi dünyalarına bırakıldıklarını görüyorsun. Daha derini araştırınca, ingilterede yaşananları görüyorsun(cezalar ile bıktırma) bunları canlı olarak yaşıyoruz ve örneklerine de bakınca orada kalmak isteyenlerin eridiğine şahit oluyoruz.

Bizdeki durum öyle bi duruma da geldi ki, bazı diller sınıf ayrımcılığa kadar uzandı(parası olmayan çapulcular) ama hata yine bizde, biz gidip o insanların arasına girdik. Hayatında bir kez bile deplasmana gitmeyen insanın yanına alaturka bir tribüncü geçince, o vatandaşta ürküyor işte.

Herşeyin özü şu ki, Maraton tribünü fenerbahçe tribüncüsü için geleceği olan bir yer değil. O tribünün kombine fiyatı her sene artacak. Maç izleyecek adam her sene o tribüne gelecektir. Orada kalacak GFB, ya eriyip gidecek yada oraya asimile olacaktır. Unutmamak lazım ki paranın gücü herşeyi yapabilir.

En mantıklı çözüm Curva kültürünü desteklemek. Çünkü Curva da tribüncüyü rahatsız edecek hiçbirşey olmayacak. Davulunu çalacaksın, pankartını asacaksın. kitleni daha belirgin hale getirebileceksin. Ultras kültrüne geçebilecek potansiyeli yakalayacaksın.

Birde bu sene içinde bir sürü açıklamayı hep beraber okuduk. Grupların dayanışmalarını gördük. Öyle bir insan oldum ki(şüpheci) artık bu açıklamalarda çok fazla samimiyet arar oldum. Umarım seneye biraz daha yoluna girer bu işler. Çünkü bu sene takım hemde tribün anlamında çok adam kaybettik. Seneye bunu toparlaması zor olabilir.

Hiç yorum yok: