5 Ağustos 2008 Salı

Stephen Appiah


Gerçekten sevdiğin bir insanı tarif etmesi zor birşey. Hele bu bu insan hastalık derecesinde bağlı olduğun takımının en iyi oyuncularından ( geçmiş zaman) birisi ise. 2005 yılında, 19.07 gibi özel bir günde, FB TV tarafından transferi açıklandığında hepimiz mutlu olmuştuk. Tarafsız bakabilen herkes için mantıklı bir transferdi. Tabi bazı insanlar tarafından inatla var olduğuna inandırılan Fenerbahçe medyasının yüklenmelerine de maruz kalmadı değil.

O, Oynadığı dönem içinde, attığı goller, ortaya koymuş olduğu mücadele ve Fenerbahçe taraftarının en çok sevdiği şey olan hissiyat sahibi kalbi ile bizleri mest ediyordu. Onun zamanında kadroda bulunan Anelka'dan daha fazla dünya markasıydı, Alex'ten daha fazla hissiyatlıydı, Kezman'dan daha fazla hırslıydı... Öyle bir yüreği vardı ki içinde 2006 yılında Denizlide kaybedilen şampiyonluktan çok, onun maç sonrasındaki haline üzülmüştük.


Her golünden sonra, formasını öpüşünü özledik. Maç sonrasında taraftarına gelmesini özledik.

Lakin, şuan kafaları karıştıran bir durum söz konusu. Resmi sitede yapılan açıklama kafamızı karıştırdı. Hayatımızda da bu böyle oluyor bazen. Çok fazla güvendiğin bir arkadaşın beklemediğin şekilde seni üzebiliyor, hatta bir daha görüşmemeye kadar dayanan uzun tartışmalara kadar gidiyor bu işler. Appiah doğrusu veya yanlışı ile hayatımıza girmiş, ve büyük ihtimalle de bir daha girmeyecek birisi.


Gönlüm Appiah'ın bu takımda olmasından yana. Olmuyorsada, oynadığın dönem içinde bizlere yaşattığın güzel anlar için, bu formaya verdiğin emek için ve gerçekten bu formayı hakkettiğin için sana teşekkür ediyorum. Güle güle Appiah.

1 yorum:

Blogspor dedi ki...

Appiah denince aklıma Schalke maçındaki "vur Appiah" sözü geliyor.Güle güle Appiah...